Gazeteci Ahmet Alpan 2003 yılında Irak Savaşı'nda Amerikan ordusunda tercüman olarak görev yaptığı sırada yaşadıklarından esinlenerek bu romanı yazdı. Bu kitabı okuduktan sonra her şeye farklı bakacaksınız.
Tam o sırada üç CIA ajanı panik içerisinde koğuşa girdi, sağa sola bakındılar, daha sonra Cemil'in yanına gelip, "Mehmet Sütçüoğlu nerede?" diye sordular. Cemil hemen durumu anladı. Bıyık altından gülümseyerek, az ileriyi işaret etti, "İşte orda oturuyor. Görmediniz mi?" diye sordu. CIA, Mehmet'in üst düzey bir bürokratın oğlu olduğunu ve PKK'nın onun hakkında ölüm emri çıkardığını yeni öğrenebilmişti. Cemil, uzun süre kendini gülmekten alıkoyamadı...
'Cezaevi' ile Bill'in ne kastettiğini çok iyi biliyordu. Bu, Guantanamo demekti. Bill, 'Yurtdışında çalışır mısın? Yurtdışından neyi kastettiğimi biliyorsun, değil mi?' diye sordu. Yurtdışından kasıt, Kuzey Irak'tı. Orada Türkmenler vardı ve Türkçe tercümana da ihtiyaç olacaktı elbet. Aynı görev birkaç Kürtçe bilen tercümana da teklif edilmişti. Görevi kabul edenler iki misli maaş alacak ve 150.000 Dolarlık hayat sigortasına sahip olacaklardı."