Yazar(lar)
Kategori(ler)
Yayınevi
Kırık link ya da bozuk dosya mı
var?
Sitemizdeki tüm kitapların orijinali ePub formatındadır. Diğer
formatlar siteye yüklendikten sonra bilgisayar tarafından çevrildiği için PDF ve
mobi dosyalarında sorun olan kitaplar olabilir.
Ancak tüm kitapların ePub formatı çalışır, tekrar ePub
formatını indirirken krediniz gitmez. ePub dosyayı indirip direkt okuyabilir ya
da PDF'e kendiniz çevirebilirsiniz.
Lütfen çalışmayan link / dosyaları bize Geri Bildirim Formu
üzerinden bildirin.
ePub dosyalarını bilgisayarınızda açmak ve başka formatlara çevirmek için Calibre e-kitap yönetim
programını kullanabilirsiniz.
E-Kitap Formatları sayfamızı ve E-Kitapları Nasıl Okurum? sayfamızı
inceleyerek daha fazla bilgi alabilirsiniz.
Açıklama
Üç arkadaşın öyküsü bu. Beyoğlunda büyümüş, Beyoğlunda yaşayan üç ayrı kişilik, üç ayrı kimlik, üç ayrı insan. Ölümsüzlük merakıyla başlayan ölümler. Her cinayetin ardında gizemli bir neden... Ve soruşturma boyunca adım adım, bina bina, sokak sokak Beyoğlu. O çoksesli, çokrenkli, çokdilli, çokkültürlü Beyoğlu. Günümüzün Babil Kulesi... İnsanın bencilliğini, acımasızlığını, öfkesini, çaresizliğini en iyi anlatan mekân... Soluk soluğa bir gerilim, benzersiz bir final...Çok kollu, çok dallı büyük bir ırmağa benzeyen bu muhteşem cadde, papazı, fahişesi, cami hocası, pezevengi, hahamı, Alevi dedesi, bankacısı, işportacısı, öğrencisi, öğretmeni, tinercisi, dönercisi, dekoratörü, evsizi, midye satıcısı, esrar satıcısı, kanun kaçağı, Anadolu kaçağı, Avrupa kaçağı, Amerika kaçağı, Afrika kaçağı, yani yaşam kaçağı, beyazı, karası, sarısı, kızılı yani insan görünümünde olan kim varsa, hepsini, herkesi sorgusuz sualsiz kucaklamıştı.Kiliseleri, camileri, sinagogları, hanları, hamamları, bankaları, giyim mağazaları, kitabevleri, meyhaneleri, birahaneleri, şaraphaneleri, kafeleri, kültürevleri, randevuevleri, sinemaları, tiyatroları, galerileri, vakitleri çoktan dolduğu halde ömür sürmeye çalışan bilmem kaç yüzyıllık inatçı binaları, dar sokakları, kör çıkmazlarıyla Grande Rue de Pera, Cadde-i Kebir, İstiklal Caddesi ya da Beyoğlu nasıl adlandırılırsa adlandırılsın burası her gün, her an değişen yeryüzünün en büyük tiyatro sahnesi gibiydi."