Yaşlı Nuh, ışıl ışıl gözlerini kaldırıp kendisine soruyu yöneltenlere baktı babacan bir bakışla Çocuklar dedi iyilikseverlik dolu alçak bir sesle. Yüzündeki ifade bir anda iyice aydınlandı. Sevgili çocuklar söylediklerinde hem haklısınız hem haksız. Ama siz daha sormadan, Tanrı sorunuzun yanıtı vermiş bulunuyor. Sizi haksız görmem elde değil, savaş ülkesinden gelen bu adam pek hoş bir konuk sayılmaz kuşkusuz. Bu gibi antikaların yeryüzünde ne işi var, bilmem. Ama bu tür insanları bir kez yaratan Tanrı neden böyle davrandığını biliyordur elbet. Hepimizin de bu beyaz adamların pek çok suçunu bağışlaması gerekir, zavallı dünyamızı bir kez daha mahvedip cezalandırılmasına yol açan bunlardır. Ama bakın, Tanrı beyaz adamla neyi amaçlandığını yol açan bunlardır. Ama bakın, Tanrı beyaz adamla neyi amaçlandığını yeryüzündeki yaşam için sevgili eşlerinizi de yanınıza aldınız sen Zenci eşini, sen Kızıldereli eşini, sen de Eskimo eşini. Yalnızca Avrupalı beyaz adamın eşi yok yanında. Uzun zaman böyle olduğuna üzülmüştüm, ama şimdi bunun altında yatan anlamı sezer gibiyim. Bu adam bizler için bir uyarı ve itici bir güç olarak, bir hayalet olarak belki de, yok olmaktan kurtarılıp yanımıza verildi. Ne var ki, çoluk çocuğa karışamayacak, meğerki çok renkli insanlığın seli içine yeniden dalıp gitsin. Sizin yeryüzündeki yaşamınızı yok edemeyeceaktir bundan böyle. Gönlünüz rahat olsun.