Günümüzde Jack London, daha çok Vahşetin Çağrısı, Beyaz Dış, Deniz Kurdu romanları ve macera öyküleriyle hatırlanır. Ancak London'ın, bir maceracı olmanın yanı sıra, sosyal ve politik olaylarla da yakından ilgilendiği bilinmektedir. Demir Okçe, didaktik bir roman. 20. yüzyılın başında, sosyalizmin kavram ve görüşlerini Platon diyalogları tekniğini hatırlatan bir yoldan "öğretiyor". Öte yandan metin, yazılısından yaklaşık 20-30 yıl sonra Avrupa'da ete-kemiğe bürünen faşizmin de "ayak seslerini" duyuruyor okura. Sosyalist Ernest Everhard'ın eşi Avis, olayları, geçmişe bakan bir tanık gözüyle anlatıyor; onun varlığı, aynca romanın duygusal boyutunu da tamamlıyor. Metne 'sözde' 2700'lu yıllarda "eklenmiş" dipnotlar, romanı bilimkurgu türüne de yaklaştırıyor. Demir Okçe: Bir dönemin tanıklığı.