Afrodit'in Başkaldırısı'nda olaylar Atina-İstanbul-Londra üçgeni içinde, Merlin adlı uluslararası bir şirket etrafında geçiyor. Merlin, Doğu-İstanbul kanadını bir kardeşin, Batı-Londra kanadını bir diğerinin yönettiği son derece karanlık, siyasi anlamda çok etkili ve dünyanın dört bir yanındaki yetenekli insanların girmeye can attığı dev bir şirketler topluluğudur. Atina'da bir 'bellek ve öngörü makinesi' üstünde çalışmalar yapan bir mucit şirketin dikkatini çeker, İstanbul'a çağrılır. Mucit, alımlı, gizemli, Doğulu ve sinir hastası bir kadın olan 'son kardeş'e aşık olur, şirkete en tepesinden girere...Durrell, kapitalizm ve teknoloji merkezli modern kültürel değerleri inceler ve eleştirirken yer yer bilim-kurgu tekniklerinden yararlanır. Olayları denetleme gücü neredeyse tanrısal boyutlara varan Merlin'e ya da onun temsil ettiği müteşebbis kültüre karşı verilen amansız özgürlük mücadelesini anlatırken, karakterler arasındaki aşk-nefret ilişkilerini de olağanüstü bir derinlikle işler, insan olmanın anlamını sorgular... Doğu ve Batı kültürleri içindeki insanlar birbirlerinden ne bakımdan farklıdırlar? Kişi, kültürünü ne ölçüde aşabilir? 'Yanılsamaların en verimlisi' olhan özgürlük neden bu denli gereklidir, insan ne kadar özgür olabilir? İnsanın yarattığı bir şey (bir robot, bir şirket, zbir sistem) kendisinden daha özgür olabilir mi? İnsan, belleği olan bir yaratık olmanın ötesinde nedir? Aşk ve yaratım kurtuluş mudur? Güzelliği ve acımasızlığıyla insanı iliklerine kadar sarsan bir roman. Müthiş bir edebiyat şöleni.