Tolstoy’un şiddetli bir ruhsal kriz içerisindeyken kaleme aldığı Kroyçer Sonat’ın merkezinde ‘Hristiyan evliliği’nin imkânsız olduğu düşüncesi yatar. Kadınlarla erkekleri birbirine bağlayan o duygusal ve cinsel bağın Tanrı’dan ne kadar uzak ve acı verici olduğunu bütün öfkesi ve açık sözlülüğüyle bu kitapta dile getirir Tolstoy ve bir adamın, içinde büyüttüğü kıskançlık duygusuyla nasıl karısını öldürecek hale geldiğini anlatırken, hem kendi kendisi, hem insan doğası, hem de Hristiyanlığın özü hakkında konuşur. Büyük yazarın son dönemlerinde yazdığı bu güçlü hikâyeyi Ergin Altay’ın Rusça aslından yaptığı çeviriyle sunuyoruz.
“Bir bebeğimiz olursa ne yapacağız peki? Hele de çocukların gözü önünde – ne kadar da utanç verici olacak. Bebeği ne zaman yaptığımızı hemen tahmin edecekler ve Kroyçer Sonat’ı okuyacaklar. Utanç derecesinde mutsuzluk veriyor bütün bu olup bitenler. Ben de düşünüp karar verdim; insanlar önünde değil, Tanrı önünde korkmalı insan. Bu durumda Tanrı’nın huzurunda hâlim nedir benim diye sordum kendime. Ve hemen sakinleştiğimi hissettim.”
Tolstoy’un günlüğünden, Ağustos 1889