Bu kitabında Mişima, 1930'lu yıllarda toplamsal değerlerin değişmesine tepki duyan birtakım bağnaz yurtsever gençlerin hazırladığı ayaklanmayı anlatıyor. Kaçak Atlar, tekbaşına okunabilecek bir roman olduğu kadar, tarih, ülküler ve kişiler aracılığıyla, bir önceki romanla da sıkı sıkıya bağıntılıdır. Romanın başkişisi olan bağnaz bir yurtsever, genç, ateşli İsao’nun öyküsünü, Bahar Karları’nın kahramanlarından biri olan Honda anlatır. Isao, tam bir Samurai’dir, Japonya'nın bütünlüğünün bozulmaması için imparatorun gücünü hızla azaltan yeni sanayicilere karşı bir hareket başlatır. Sanayicileri öldürme planları daha hazırlık aşamasındayken arkadaşlarıyla birlikte tutuklanır ve yargılanır. Mişima, ‘Japon yaşamı’ denen kumaşın ortasından yırtıldığı o on yılı, gözalıcı bir biçimde betimler. Hem belli bir dönemi, hem de yüzyıllardır süregelen değişmez Japon Ruhu’nun yankılarını güçlü bir biçimde duyumsatır. Yukio Mişima, 1964 yılında Bereket Denizi’ni yazmaya başladığında, yapıt tamamlandıktan sonra öleceğini dostlarına sık sık söylemişti. 1970 yılı 25 Kasımında ‘seppuku’ yaparak canına kıydığında, yaşama ilişkin bütün duygu ve düşüncelerini içine koyduğunu söylediği bu dörtlemenin son sözcüğünü yazdığı gündü. Son sözcüğünü yazdı ve canına kıydı. Kaçak Atlar, aslında. ‘seppuku’nun yazınsal bir provası gibidir.